18 Aralık 2010 Cumartesi

HAYATIMIN FARKINA VARDIM........

Sorunlarımı bir sepete koydum ve onları denize bıraktım..çoook uzaklara gittiler belkide fırtnalarda alabora olup denizin derinliklerinde kayboldular..

Geriye şöyle bir baktığımda ne çok şey yaşamışım 40 senede dedim..acıyı..kayıpları..çocukluğumu..gençliğimin bir kısmını kaybetmişim..Kazandıklarım da vardı elbette;azda olsa mutluluklarımda oldu..Ben ise ne yaptım bunca zaman ..bana sunulan bu hayatı kabul etmekten başka..Çokmu geç kalmıştım hayata tekrar güzel gözlerle bakmak için..Haketmişmiydim herkes gibi yaşamayı artık..neydi istediğim..neydi yapmam gereken..

Buldum sonunda yapmam gerekeni..Önce birinin beni silkelemesi gerekiyordu..silkeledi evet öyle bir silkeledi ki o gün söyledikleri yüzünden önce ondan nefret ettim ama haklıydı belkide bu yüzden nefret ettim..Gerçekleri suratıma tokat gibi vuruyorlardı..Her tokatta biraz daha kendime geldim..sonra düşünmeye başladım nereden başlamalıydım..benim hayatım buydu mutsuzluk benim hayatımın gidişatıydı bana biçilen tek roldü ve bunu kabul etmiştim..Nerden başlayacaktım nasıl yapacaktım..aynanın karşısına geçtim karşımda gördüğüm zavallı, aciz,korkak,kadına acıyarak baktım..ben bu görüntüye acıyorsam kimbilir insanlar bana nasıl acıyorlardı..bağırdım kızdım o karşımdaki kendini değersiz sanan mahluka..ağladım haykırırcasına kendime acımayı bırakmalıydım..bu güne dek ne olmuşsa olsun bu benim suçum değil dedim..ve önce kendimi affettim..bu bir başlangıçtı daha katetmem gereken çok yol vardı ama doğru yoldaydım çünkü kendimi biraz hafiflemiş hissediyordum..

Zamanla ve sırayla babamı affettim..kendimi affetmekten çok daha zor bir deneyimdi..onu affedebilmek için günlerce ağladım günlerce denedim bir süre affedemedim..Neden sonra geçen yıl onun için yazmış olduğum yazıyla affedebildim onuda..Ardından hayatımı cehenneme çeviren beni iğrenç bir mahluk gibi hissetiren,kendimden iğrenmeme sebep olan,değersiz hissetiren o kahverengi kasketli adamı affetmeliydim ama buda kolay olmadı..tanımadığım yüzünü bile hatırlamadığım bu insanı affetmek çok zordu..defalarca denedim ..gözlerimi kapadım ve seni affediyorum diyemedim bir türlü..hayatımın tamamen yönünü değiştiren çocukluğumu , hayallerimi , mahremiyetimi elimden alan  o kişiyi affetmek hiç kolay olmadı..ama bunu yapamazsam ben ben olamayacaktım ..isyan ettim,günlerce haftalarca savaştım onunla ve birgün şunu düşündüm..Ben hayatı böyle deneyimlemek için gelmiştim ve bunu kabullenmeyi öğrenmeliydim..onu affederek belkide artık onun cezalandırma zamanı gelmişti..o nasıl olsa bunun hesabını er yada geç verecekti belkide vermişti bile ..sonuç onuda affetmeyi başardım..Yada başardığımı sanıyorum..

Geriye insanları olduğu gibi kabul etme,onları oldukları gibi sevmeyi öğrenmeye,yargılamadan,karakterlerinin yada yaptıklarının altında hiçbirşey aramadan tanımayı ve onları oldukları gibi kabullenmeyi öğrenmem gerekliydi..panik kıskançlık yargılama bu insanın içini kemiren duygulardan arınmam lazımdı..

Yargılamak: ben kimdim ki insanları böyle yargılayabiliyordum..önce kendine bir bak dedim sen ne verdin insanlara ki onlardan ne istiyorsun..sonra bir gün sokağa çıktım bir apartmanın önünde durdum ve kapısındaki tümseğe oturdum..etrafımda olan tanımadığım insanları incelemeye başladım..bir adam vardı takım elbiseli elinde çantası aceleyle bir yerlere yetişmesi gereken biri..sonra kafamı çevirdim küçük bir kız gördüm masum sevimli ve korkusuz..annesinin yanında elini tutturmadan zıplayarak oyunlar oynayan..işte o zaman dedim ki bu masumiyeti ve pervasızlığı bu korkusuzluğu hepimiz yaşamadık mı? hangimiz kirlenmiş olarak geldikki bu evrene..kirlenmek kirletilmek ; hangimiz istedik bunu? ama anlaşmamız böyleymiş deneyimlememiz gerekenler için yapılan anlaşmalarda bu tip kirli oyunlar da varmış...

Şimdi benim bu deneyimlerden neler çıkarmam gerektiğini bulmam lazım..Bu farkındalığa varmışsam bunlarıda kolayca bulabilirim sanırım..Geçmişimi temizlemem için son adımım bu olacak..Korkularımıza gelince ani bir kararla onlarıda atlatmaya karar verdim..yüzme bildiğim derin bir yerde yüzebildiğim halde denize girmeye korkuyordum..o yüzden denize girmemeyi tercih ediyor ve belkide kendimi ve sevdiklerimi kısıtlıyordum..Bunun nedeninin de farkına vardım ; tek sebebi vardı ölüm korkusu..bu korkuyu aşmak hiçde kolay değildi ama bir yerden başlamak lazımdı ve evet başladım.. hakettiğim hayatı kendime sağlamak için çabaladım..Bu nasıl yapılabilirdi evren sesimi mi duymuştu da bana bir mavi yolculuk gezisiyle geldi..tamam dedim işte istediğim kendimi kendime ispatlayacağım korkumu bırakacağım uygun bir yerdi derin mavi..çok mu kolay oldu ??Hayır tabiki kolay olmadı,ama önce kendimi Tanrıya emanet ettim sonra da iç sesime kulak verdim..Başardım deniz korkumu da yendim hatta işi biraz da abartarak geceyarısı şarabımı alıp denizin içinde dostlarımla keyif bile yaptım..Sırada  aşmam gereken korkularım hala var evren onları da duyuyor görüyor ve karşıma tek tek çıkarıyor..bana yardım edecek kişilerle beraber hem de..Ne mutlu bana ki hayatın yaşamaya değer olduğunu hiç bir problemin sebepsiz yere hayatıma uğramadığını anlayacak kadar bilinçlendim..Ve tabiki çoğu problemide hayatıma ben kendim çekebiliyorum; işte bu farkındalıkla yaşam daha güzel,daha sıcak,daha yaşanılır halde..
 
Zaman içerisinde aştığım,hissetiğim değişiklikleride sizlerle paylaşma dileğiyle diyorum ve yüreğimi ,sesimi,hayatımı okuduğunuz için sizleri çok seviyorum..Hayatımı olduğu gibi kabul ediyor ve tüm yaşadıklarıma,yaşayacaklarıma bana armağan edilen bu hayata şükür ediyorum..Tüm Farkındalıklar sizinle olsun...
ELZA LEVİ RAZON..